Türkiye’de Endişe Uyandıran Yunus Ölümleri

DMAD ekibimiz, sadece son bir hafta içerisinde medyada yer alan üç karaya vurma vakası kaydetti. Karaya vuran bireyler birbirlerinden tamamen farklı konumlarda yer alınca (İzmit, Kuşadası, Fatsa), insan-doğa ilişkisi üzerine endişelenmemiz işten bile değil çünkü tehdit bir noktada değil, Karadeniz’den Ege’ye yayılmış. 

DMAD ekibimiz, sadece son bir hafta içerisinde medyada yer alan üç karaya vurma vakası kaydetti. Karaya vuran bireyler birbirlerinden tamamen farklı konumlarda yer alınca (İzmit, Kuşadası, Fatsa), insan-doğa ilişkisi üzerine endişelenmemiz işten bile değil çünkü tehdit bir noktada değil, Karadeniz’den Ege’ye yayılmış.

1 Mayıs günü İzmit’de kıyıda tespit edilen yunusun aşırı çürüme sebebiyle türü belirtilmese de, yavru olduğunu biliyoruz. Ölüm sebebi? Cevapsız… Fakat İzmit’i öne çıkaran karakter, sahip olduğu Tabiat Parkları değil, kontrolsüz endüstrisi ve kontrolsüzlüğün takibindeki yoğun kirlilik.

4 Mayıs günü Aydın Kuşadası’nda kıyıya vuran yunus türü belirsiz olmakla birlikte nekropsi için Adnan Menderes Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi tarafından teslim alındığı belirtilmekte.
 
Son kıyıya vurma vakası ise 6 Mayıs sabahı Ordu’nun Fatsa ilçesinde yaşanmıştır. Bölge halkının tırtak türü yunusu kurtarma çabası kameraya yansımıştır. Tamamen iyi niyet çerçevesinde halkın yunusu kurtarma çabası ne yazık ki bilgi eksikliğinden dolayı yetersiz kalmıştır. İlk etapta yunusu yüksek platformdan suya atılması daha sonra bir çuvala konularak derin bir noktada suya bırakılması, zaten hasta olan yunus için tehdit teşkil etmektedir.
 
“Kumsala vuran bir yunusu gören vatandaşlar, onu bir çuvala koyarak derin bir yere bıraktılar ve hayatta kalmasını sağladılar.” 
Haber sitelerinde yayınlanan bu satırlar ve videodan da izleyebileceğiniz gibi iyi niyetleri ile bir araya insanlar yunusu tekrar denize bırakma çabası üzerine kafa yoruyor ve yöntem geliştiriyor. Ancak hepimizin çabasıyla değiştirmemiz gereken bir takım yanlış bilgiler devreye giriyor. Yunusa olan yardımlarını her ne kadar takdir de etsek, deniz bilimleri üzerine çalışan bireyler olarak anlatma ve düzeltme yükümlülüğümüzü es geçemeyiz.
 
Yunuslar çeşitli nedenlerden dolayı karaya vurabilirler; bunların arasında hastalık, sonar ve sismik çalışmalar esnasında ortaya çıkan aşırı ve yüksek su altı gürültüsü ile organların hasar görmesi veya hayvanın yolunu kaybetmesi, anne ve yavru bireyin ayrı düşüp yavrunun aç kalması gibi nedenler gelmektedir. Eğer sağlıklı birey ise, yunusun tekrar denize dönme şansı vardır. Ancak bu geri dönüşte bizlerin dikkatli bir şekilde, hayvanı daha fazla fiziksel ve bilinçsel strese sokmadan denize döndürmemiz, karaya vuran bireyin yaşama şansını arttırır. Fakat en doğru adım, Türk Deniz Araştırma Vakfı (tudav.org) gibi konu üzerinde uzman ekipleri aramak ve uzman ekibin bilgisinden yararlanarak hem hayvanı hem de kendimizi korumaktır.
 
Eğer kıyıya vurmuş canlı bir yunus veya balina ile karşılaşılır ise, hemen uzman ekipler ve alanda bulunan veteriner aranmalıdır. Uzman ekip sahaya gelene kadar, güneş ışınlarının fazlasıyla dik geldiği zamanlarda hayvanın üzerine ıslandığında ağırlaşmayacak ince bir örtü serilmelidir ve nefes alabilmesi için yüzün yukarısında kalan hava deliğinin kapatılmamasına çok dikkat edilmelidir. Örtü hayvanın karada kaldığı süre boyunca tutulmalıdır ve yunusun sürekli deniz suyu ile ıslatılması gerekmektedir. Fakat bu esnada kesinlikle hava deliğine su kaçmamalıdır. En önemli unsur hali hazırda stres altında olan yunusu daha fazla strese sokmamak ve mümkün olduğunca hayvandan uzak durmaktadır.